Aksaray Merkez
+90 506 270 86 19
+905062708619
Aksaray / Merkez

Özel Öğrenme Güçlüğü Nedir? (Disleksi)

Özel Öğrenme Güçlüğü Nedir? (Disleksi)
Everything should be made as simple as possible, but not simpler.
Albert Einstein

DİSLEKSİ NEDİR ?

Disleksi, ilk kez İngiliz Doktor W.P Morgen tarafından 1896 yılında tanımlanmıştır. Morgen’a göre Disleksi”Doğuştan kelime körlüğüdür.”

İlk olarak yapılan bu tanımlamadan sonra günümüze kadar birçok disleksi tanımı yapılmıştır.

Avrupa Disleksi Derneğine göre disleksi tanımı “Disleksi;okuma,heceleme ve yazma becerilerini edinmede nörolojik kökenli bir farklılıktır.”

Disleksi, zeka düzeyi “normal veya normal üstü” olan,”okuma hızı,okuma kalitesi,okumayı öğrenme hızı,okuduğunu anlama- anlatma becerisi” yaşıtlarına ve zekasına kıyasla; beklenenin altında olan okuma bozukluğunun genel adıdır.

DİSLEKSİ BELİRTİLERİ NELERDİR ?

-Okumayı öğrenirken zorluk yaşama
-Okuma hızının beklenenin altında olması
-Yazarken harf atlama
– Bozuk yazma
-Okurken harf atlama
-Okurken kelimeleri değiştirerek okuma
-Okumakta zorlanma
– Yazarken zorlanma
-Harfleri birbirine karıştırma (b,d,p gibi)
-Rakamları ters yazma (3-6-9… gibi)
-“6-9″,”3-8″,7-4″ gibi rakamları birbirinden ayırt etmede zorluk yaşama
-Okuduğunu anlama ve anlatmada zorlanma
-Sıralı ezber gerektiren konuları ezberlemekte güçlük çekme.(Ayların sırası,haftanın günlerini sıralama)
-Çarpım tablosunu ezberlerken veya ritmik sayarken zorlanma
-Renkleri karıştırma
-Sağı solu ayırt etmekte zorlanma
– Kendini,bir konu hakkında fikrini iyi ifade etmekte zorlanma
-Toplama ve çıkarma işaretini karıştırma
-Ayakkabılarını bağlama gibi motor becerilerde zorlanma
-Okula gitmek istememe
-Yazarken sıra,satır atlama
-İmla kurallarını uygun yazmakta zorlanma
-Noktalı ve noktasız harfleri yazarken ve okurken birbirine karıştırma

OKUMA GÜÇLÜĞÜ VE BELİRTİLERİ

Okuyucunun kelime tanıma, kötü ve yanlış telaffuz, duraklama, geri dönme, tekrarlama, bir kelimeyi başka bir kelime olarak okuma, atlama, kelime ekleme gibi akıcı okumayı ve metni anlamayı bozucu okuma hatalarının birini ya da birkaçını yaparak metni anlayamaması durumudur. Okuma güçlüğüne yol açan bu tür hatalar, okuma becerisinin yeterince kazanılmasını engellemekte, öğrencinin motivasyonunu bozarak okuma alışkanlığının oluşmasını da güçleştirmekte; ayrıca, öğrenmeyi de etkilediğinden çocuğun diğer akademik başarılarının önünde engel oluşturmaktadır. Kelimelerin yanlış ve yavaş okunması, doğal olarak metnin ya da okunanların da yanlış anlaşılmasına, hiç anlaşılmamasına neden olacaktır. Okuma güçlüğü yaşayan öğrencilerin kelimeleri tanıma ve kodları çözme yetersizlikleriyle birlikte daha çok metni yorumlamada akranlarına göre daha başarısız oldukları da kaydedilmektedir. Çocuğun görsel, işitsel yetersizliğinin, nörolojik bozukluklarının, fiziksel, fizyolojik herhangi bir sorununun olup olmadığı belirlendikten sonra okuma ve okuduğunu anlama güçlüklerinin giderilmesi ya da en aza indirilebilesi için belli uygulama ve yaklaşımların üzerinde önemle durulmalıdır.

DİSLEKSİ VE BELİRTİLERİ

Beynin dille ilgili fonksiyonlarından kaynaklanan kısmî okuma bozukluğuna disleksi adı verilmektedir. Dislektik çocuğun herhangi bir beyin hastalığı, sosyal çevre olumsuzlayıcıları ve benzer dezavantajları bulunmamaktadır. Bir çocuğun okul çağından önce dislektik olup
olmadığını belirlemek kolay değildir. Çünkü bu çocuklar zekâları bakımından diğer çocuklardan farksızdırlar; hatta bazıları üstün zekâya sahiptir. Çocuklarda yaygın olarak
görülen disleksi belirtilerini şöyle sıralayabiliriz:
Yön tayininde kararsızlık ve yanlış yön belirtme, saati söyleyememe, sayıları ters çevirme ve birbirine benzeyen rakamları karıştırma (6 / 9 gibi), yer değiştirme, sağ-sol, üstalt, önce-sonra kavramlarını karıştırma, b/d, p/b gibi birbirine benzeyen harfleri karıştırma, yazmada bazı harfleri atlama, metatez yapma (ne / en, kibrit / kirbit gibi), kelimeleri ters yazma, kelimeler arasında boşluk bırakmama gibi.
Dislektik çocukların bir kısmında kötü sayma (diskalkuli) aritmetik becerisi sorunu olduğu da bilinmektedir. Bu anlamda disleksi, sadece okumaya dair bir bozukluk kaynağı değil, genel anlamda bir öğrenme bozukluğu olarak da görülmektedir.
Dislektik çocukların okuma sorunlarının nasıl giderileceği, her bir çocuğun okuma yetersizlikleri, okumada ortaya çıkan sorunları tanındıktan sonra belirlenmelidir. Bu sorunların çözümü için mutlaka alanında uzman olan eğitimcilerden yararlanılmalıdır.

AÇIKLAMALI OKUMA NASIL YAPILMALI?

– Metindeki anahtar kavram ve düşüncelerin öğrenciler tarafından daha iyi anlaşılması için kısa ön bilgiler, bazen doğrudan bazen de öğrencilerin metindeki kavramlarla ilgili mevcut bilgilerini yoklayan ve onlarda merak uyandırabilecek sorularla verilir.
– Metin, öğretmen tarafından örnek olacak şekilde sesli okunur. Daha sonra plânlanan sürenin uygunluğuna göre bir veya birkaç öğrenci okur. Okumadaki telâffuz, vurgulama, tonlama gibi yanlışlıklar, önce dinleyen öğrencilere buldurularak kalanları ise öğretmen tarafından açıklanarak düzeltilir.
– Öğrenciler metinde yer alan bilemedikleri kelimeleri kaydetmişlerse bu kelimeler, diğer öğrencilere, öğretmene ve sözlüğe müracaatla açıklanır. Kaydedilmemişse metnin ders kitabındaki işleniş düzeninde bulunan bilinmeyen kelimelerin açıklaması yapılır.
– Metin altı sorularına geçilir: Öncelikle metinde geçen olayların, şahısların ve düşüncelerin neler olduğu, metnin başlangıcından sonuna doğru sorular yoluyla taranır. Daha sonra açık uçlu sorularla yardımcı düşüncelere ve ana düşünceye gidilir.
– Dinleme, konuşma, yazma ve gramer hedefleri, metnin işlenişi sırasında ders kitabında yönlendirildiği gibi veya öğretmenin daha uygun gördüğü noktalarda gerçekleştirilir. Bu yönüyle açıklamalı okuma, örgün eğitimde önemli bir yer tutar. Açıklamalı okumada öğretmenin metni doğru kavratma ve öğrenci-metin arasındaki ilişkileri doğru yönlendirme yeteneği son derece önemlidir. Öğretmenin mutlaka metin bilgisi kriterlerine ve okuma öğretimi hedeflerine sadık kalması gerekmektedir.
– Dersin son basamağında, öğrencilerin metni ve metinle beraber işlenen diğer ana dili hedeflerini ne ölçüde gerçekleştirdiklerini ölçen bir ölçme ve değerlendirme yapılır.

MATEMATİKSEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ YAŞAYAN ÇOCUKLARIN ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Yavaşlık: MÖG yaşayan çocuk akranlarıyla kıyaslandığında matematik sorularına cevap vermede geç kalır.
-Dokunarak Sayma: Zihinsel hesaplama yapmakta zorlanır ve basit matematik işlemlerinde dahi parmaklarını kullanarak sayar.
-Matematiksel Dili Kullanmada Güçlük: Eşitlik, denklik, büyüklük, küçüklük gibi kavramları anlamakta, matematik problemlerini yorumlamakta zorlanır.
-Matematikte Bellek Güçlükleri: Önceden öğrenmiş olduğu matematik kurallarını çok kolay unutabilir. Bir sorunun cevabı üzerine düşünürken sorunun ne olduğunu unutabilir. “+”,”-” gibi sembolleri ya da çarpım tablosunu akılda tutmakta problem yaşar.
-Yer ve Uzamsal Organizasyonlarla İlgili Güçlükler: 34 ile 43 gibi sayıları karıştırır ve birbirleri yerine yazar. “+” ve “x” işlemlerini karıştırır. Analog saati anlamakta güçlük yaşayabilir.
-Anlama Yerine Taklit ve Ezbere Dayanma: İşlemleri nedensel bir şekilde yapmaktan ziyade ezbere ve mekanik bir şekilde yapabilir. Neden bu işlemleri yaptığı sorulduğunda cevap veremez.

DİSLEKSİ HAKKINDA YANLIŞ BİLİNENLER

Dislektik kişinin ‘geriye okuma’ yaptığı yargısı yanlış bir söylemdir. Araştırmalar dislektik bireylerin harfleri ve kelimeleri geriye doğru okuyup algıladıklarına dair hiçbir kanıtın olmadığından söz etmiştir. Disleksinin altında yatan ana sorun, görsel algı problemleri değildir; fonolojik düzeyde dili işlemede yaşanan problemlerdir. Sol el kullanan bireylerin dislektik olma oranının daha fazla olduğu düşüncesi ise diğer yanlış çıkarımlardan biridir. Fonolojik dislektiklerin sağ el kullanma olasılığının daha az, yüzeysel dislektiklerin ise sağ el kullanma olasılığının daha fazla olduğu ortaya konmuştur. Buna rağmen sol el kullanımı ve disleksi arasında ilişkiyi tespit etmenin doğru olmayacağı belirlenmiştir. Dislektik bireylerin hepsinin özel yetenekleri olan, yaratıcı ve üstün zekâlı bireyler olduğu da yanlış bilinen genellemelerdendir. Disleksi ile zekâ arasında bir ilişki yoktur; her tür zeka seviyesinde bu problemle karşılaşmak mümkündür.

DİSLEKSİ TEDAVİSİ NASIL OLMALIDIR?

Özel öğrenme güçlüklerinin tedavisi eğitimdir. Normal okul müfredatı ya da özel dersler öğrenim güçlüğü olan çocuk ve gençlerin eğitiminde yetersiz kalmaktadır. Öğrenmenin gerçekleşebilmesi için doğru tanı konulup değerlendirme yapıldıktan sonra, özel bir eğitim programı oluşturulmalı ve psikopedagojik yaklaşımla eğitsel terapi yapılmalıdır. Bu yaklaşımın amacı, her çocuğun ihtiyacı doğrultusunda öğrenme deneyimi kazanmasını sağlamaktır. Özel öğrenme güçlüğüne hiperaktivite ya da dikkat eksikliğinin eşlik etmesi durumunda ilaçla destek sağlanır.

DİSLEKSİ İÇİN EVDE NE YAPILABİLİR?

Disleksisi olan çocuğunuza yardımcı olmak çocuğunuzun benlik saygısına güç katmak için uzman olmak zorunda değilsiniz. Çocukların (ve ailelerin) hepsinin farklı olduğunu unutmayın, bu nedenle tüm seçenekler sizin için işe yaramaz. Denediğiniz ilk stratejilerin etkili olmaması durumunda panik yapmayın. Çocuğunuz için en uygun olanı bulmak için birkaç yaklaşım deneyebilirsiniz. İşte evde deneyebileceğiniz bazı şeyler:
Her gün yüksek sesle okuyun: Çocuğunuz eğer okuma bilmiyor yada etkili okuyamıyorsa, resimleri bol olan kitaplar tercih ederek evde birlikte okuyun. Bir genç için dergi veya gazete makaleleri veya belki bir tarifi okumayı düşünebilirsiniz. Reklam panoları, mağaza indirimi işaretleri ve kullanım kılavuzları bile ilgi çekici olabilir. Okuduğunuz her şey çocuğunuzun genel bilgi tabanını genişletmesine sebep olacaktır.
Çocuğunuzun ilgisini çeken şeyler bulun: Çizgi romanlar, gizemli öyküler, yemek tarifleri ve spor veya pop yıldızlarıyla ilgili makaleler gibi çeşitli okuma materyalleri sağlayın. Çocuğunuzun okuma düzeyinde olan iyi kitaplar arayın. Disleksi ve diğer okuma sorunları yaşayan çocukların konuya ilgi duymaları çok önemlidir.
Sesli kitaplar kullanın: Bu tarz kitaplara internet ortamında ulaşabilirsiniz. Görme engelliler için oluşturulmuş kütüphanelerle yazışa bilir durumunuzu anlatarak iletişim kurabilirsiniz. Sözcüklere bakarken bir kitabı dinlemek, çocuğunuzun duyduğu sesleri gördüğü kelimelere bağlamayı öğrenmesine yardımcı olabilir.
Dikkat edin ve not alın. Çocuğunuzu daha yakından izlemek ve davranışları ile ilgili not almak, davranışsal anlamda çalışmaya başlayabileceğiniz kalıpları ve tetikleyicileri ortaya çıkarabilir. Öğretmenler, doktorlar veya çocuğunuza yardım etmek için başvurduğunuz başka biriyle konuşmak isterseniz notlarınız da işinize yarayacaktır.
Çaba harcamasını taktir edin: Çabalarından dolayı ona övgüde bulunun ve herkesin hatalar yaptığını vurgulayın! Çocuğunuzun pratik yapmanın ne kadar önemli olduğunu anlamanıza yardımcı olun ve en küçük ilerlemesini bile taktir edin, ödüller verin teşvikleriniz, çocuğunuzun motivasyonu yüksek tutması konusunda yardımcı olacaktır.
Neye hissettiğini anlamaya çalışın: Disleksi olmak nasıl bir şey hissetmek için çocuğunuzun gözüyle bakmayla çalışın Bazen çocuğunuzun neler yaşadığını anladığınızı kabul ettiğinizde, farklı stratejiler denemek ve hangilerinin en yararlı olduğunu görmek yeni stratejiler geliştirirken başarınızı arttıracaktır.
Evinizi disleksi dostu yapın. Çocuğunuzun okumak isteyebileceği en az birkaç kitap veya dergi ile her odada (tuvalet dahil!) Stoklamaya çalışın. Yemek ya da gezi için dışarı çıktığınızda bir kitap alın ve hepinizi tartışabilmeniz için ailenize okuyun. Evde okuma ve yazmayı teşvik etmek için diğer yaratıcı yolları arayın.
Güveni arttır. Çocuğunuzun benlik saygısı ve esnekliğini artırmak için hobileri ve okul öncesi etkinlikleri kullanın. Çocuğunuzun güçlü yönlerini tanımlamak ve oluşturmak için farklı yollar deneyin.

DİSLEKSİNİN ÇOCUKLARDA SEBEP OLDUĞU DUYGULAR

Disleksi dinleme, konuşma, okuma, yazma, akıl yürütme ve matematik yeteneklerinin kazanılmasında ve kullanılmasında önemli güçlüklere kendini gösteren bir öğrenme bozukluğudur. Çocuk yaşıtlarının yapabildiği bir şeyi yaşıtları gibi yerine getiremediğinden artan bir öfke duymaya başlayacak ve kendini diğerlerinin seviyesinden altta görmeye başlayacaktır. Dislektik çocuklarda çeşitli
duygulanımlar görülür. Dislektik çocuk endişe sahibi olabilir. Daha önce yerine getiremediği bir görevi baz alarak tekrar başarısız olacağım hissi çocuğun kısır döngüye girmesine ve sürekli endişe halinde olmasına yol açar. Öfke sahibi olan bu çocukların öfkeleri zamanla kızgınlığa dönüşecek ve bu kızgınlıklarını veli,öğretmen ve okula yönlendirecektir. Kızgınlığını okulda daha pasif (bir köşeye
çekilip oturma, küsme) bir şekilde yansıtırken, ailesine karşı kızgınlığını aktif bir şekilde yöneltir. Ev ortamı bu kızgınlığı atması için çok güvenli ve elverişli bir yer olduğundan açığa çıkarmayı tercih eder. Çocukta davranış değişiklikleri meydana geldiğinde depresyon var mı yok mu diye bakılmalıdır. Bu çok nadir görülür ancak dislektik çocuklarda değersizlik duygusu, düşük özgüven algısı çok yoğun olabilir ve bunlar depresyon işin gereken alt yapıyı sağlarlar. Öğretmen, anne-baba olarak; çocuğun birincil çevresindeki insanların dikkat etmesi gereken, çocuğun duygularına kulak verip, duygusal ihtiyaçlarını belirlemeye çalışmak, duygularını
ifade etmede zorluk yaşayacağından duygularını nasıl anlatması gerektiğini öğretmek, beklenmeyen bir davranışla veya düşük bir karneyle karşılaştığınızda‘tembel’ gibi etiketlere uzak durmak, notlardan çok göstermiş olduğu çabanın önemli
olduğunu, başarmak için çabalamanın çok daha fazla olduğunu hissettirin.

ÖZEL ÖĞRENME GÜÇLÜĞÜ İLE ÇALIŞAN ÖĞRETMENLER İÇİN ÖNERİLER

• Çocuğun konuşmasını dikkatle dinleyin ve duyduklarınıza inanın.
• Daha yavaş konuşun ve çocukla yüz yüze konuşun.
• Çocukların göz teması da dahil olmak üzere iyi dinleme alışkanlığı geliştirmelerini sağlayın.
• Hecelemek için ritm tutma veya alkışlama kullanın.
• Bir çocuk dilin ritminin farkında olduğunda tekerlemeleri, şiirleri ve zaman tablolarını daha kolay öğrenir.
• Konuşurken ve okurken ana kelimelerin anlamlarını anlamasını sağlayın. Kelimeleri içeren görsel ipuçları kullanın.
• Çoğu çocuk, öğretmeni anlamadıklarını itiraf etmekte isteksizdir.
• Sınıfta yeni bir konu anlatıldığında, zorluk çeken çocuklar için başka bir çocuk “öğretmenlik” yapabilir.
• Bir dizi istek söz konusuysa ayrı ayrı talep edilmelidir, mümkünse ilki gerçekleştirildikten sonra ikincisine geçilip bu şekilde devam edilmelidir.
• Sınıfta pratik faaliyetlerle alternatif dil etkinlikleri yapmaya çalışın.
• Çoğu zaman çocukların anlayışlarını pratik yollarla göstermelerine yardımcı olur.
• Günlük kelimelerin yanlış kullanımını hassas bir şekilde düzeltin, aksi takdirde yanlış konuşulan dil, yazarken de yanlış olur.
• Bir tartışmanın çapraz ateşinden bilgi almak çoğu zaman zordur. Çocuğu en az bir kere doğrudan söze dahil edin.
• Öfkelerini ve kızgınlıklarını belli zamanlarda ifade edemediği için agresif olma eğiliminde olanlar için bir grup programı oluşturmak, bu durumla baş etmenin çok etkili bir yolu olabilir.

ÖĞRENME GÜÇLÜKLERİNİN SINIFLANDIRILMASI

Günümüzde sayısız terim ve tanıma sahip olan öğrenme güçlüğünün DSM IV’deki
(Diagnostic and Statistical annual of Mental Disorders) tanımı şöyledir: “Çocuğun bireysel ve standart test uygulaması sonucunda saptanan okuma, matematik veya yazılı anlatımı, yazma, okuma durumu ve zekâ düzeyinden beklenen oranla oldukça düşüktür. Çocuğun öğrenme problemleri akademik başarısını veya okuma, matematik ya da yazma becerisi gerektiren günlük etkinliklerini olumsuz olarak etkilemektedir (Özsoy, Özyürek, ve Eripek, 1998). ABD’de 1968 yılında National Advisory Committee on Handicapped Children tarafLndan önerilen ve 1975 yılında özel eğitim yasasında (p.l.94–142) yer alan öğrenme güçlükleri tanımı ise şöyledir: “Belirgin öğrenme güçlüklerine sahip çocuklar terimi sözel ya da yazılı dili anlama ya da kullanmayla ilgili temel psikolojik süreçlerin bir ya da birkaçında bozukluklar olan; ve bu bozukluklara bağlı olarak dinleme, konuşma, okuma, yazma
Ya da matematiksel işlem yapma yeteneklerinde aksamalar görülen çocuklar anlamına gelmektedir.”(Özyürek, 2003).
“Yazılı ve sözlü dili anlamak ya da kullanabilmek için gerekli olan bilgi alma süreçlerinden birinde ya da birkaçında ortaya çıkan ve dinleme, konuşma, okuma, yazma, heceleme, dikkati yoğunlaştırma ya da matematiksel işlemleri yapmada yetersizlik nedeniyle bireyin eğitim performansının ve sosyal uyumunun olumsuz yönde etkilenmesidir.” (Tebliğler Dergisi, 2003).
Öğrenme güçlükleri değişik şekillerde sınıflandırılabilmektedir.
1. Okuma Bozukluğu (Disleksi): Bu bozukluk okurken atlama, anlamı bozma, yer değiştirme, yavaş okuma, heceleme, anlamama şeklinde görülen bozukluğu ifade etmektedir.
Disleksinin de iki farklı türü vardır:
a. Gelişimsel Disleksi: Herhangi bir zeka sorunu olmayan bir kişi okuma yeteneğini hiçbir zaman kazanamazsa veya çok geç ve yavaş kazanılırsa ve buna yol açan herhangi bir beyin hastalığı söz konusu değilse buna ‘Gelişimsel Disleksi’ denir.
b. Sonradan Edinilmiş Disleksi: Okumayı öğrenmiş kişilerde beyin hasarına bağlı olarak ortaya çıkan okuma güçlüğüne ‘Sonradan Edinilmiş Disleksi’ denir.
Okuma güçlükleri için nörologlar, aleksia terimini kullanmaktadırlar. Aleksia, daha çok kazanılmış bir bilginin yitimi anlamında kullanılırken disleksi ise okuma öğrenmesinin engellenmesi anlamlarını içermektedir.

2. Hesaplama Güçlüğü (Diskalkuli): Hesaplama zorluğu ve hesap yapma zayıflığı için kullanılan bilimsel kavramdır. Sağlık örgütü diskalkuliyi; genel zekâ noksanlığı ya da yetersiz eğitimden dolayı açıklanamayan hesaplama becerilerinin kısıtlanması olarak tanımlar.

3.Yazma Güçlüğü (Disgrafi): Yazma yeteneğinin kişinin zeka kapasitesinden ve eğitim düzeyinden daha düşük olma durumudur.

4. Başka Türlü Adlandırılamayan Öğrenme Güçlükleri: Bu gruptaki öğrenme güçlüklerinin temel özelliği akademik beceri bozukluklarının zeka geriliği, yetersiz eğitim ya da duygusal özürlerle açıklanmayan bozukluklardır.

This is a simple text

Contrary to popular belief, Lorem Ipsum is not simply random text. It has roots in a piece of classical Latin literature from 45 BC, making it over 2000 years old. Richard McClintock, a Latin professor at Hampden-Sydney College in Virginia, looked up one of the more obscure Latin words, consectetur, from a Lorem Ipsum passage, and going through the cites of the word in classical literature, discovered the undoubtable source. Lorem Ipsum comes from sections 1.10.32 and 1.10.33 of “de Finibus Bonorum et Malorum” (The Extremes of Good and Evil) by Cicero, written in 45 BC. This book is a treatise on the theory of ethics, very popular during the Renaissance. The first line of Lorem Ipsum, “Lorem ipsum dolor sit amet..”, comes from a line in section 1.10.32.

Get the most advanced WordPress theme.

The wait is over. Design better and spend less time without restricting creative freedom. Combine seamlessly fitting layouts, customize everything.

The standard chunk of Lorem Ipsum used since the 1500s is reproduced below for those interested. Sections 1.10.32 and 1.10.33 from “de Finibus Bonorum et Malorum” by Cicero are also reproduced in their exact original form, accompanied by English versions from the 1914 translation by H. Rackham.

Sizi Arayalım

Bizimle iletişime geçmeyi tercih ettiğiniz için teşekkür ederiz. Güler yüzlü ekip üyelerimizden biri sizinle iletişime geçecektir.

    X
    Sizi Arayalım